Mevla Teala dersimizin ayeti kerimesinde:“Hakîm olan kitabın ayetleridir” buyurmuş idi.
Resulullah efendimiz Hakîm’dir. Allah’u Teala’dan hikmet aldı. Kur’an’ı Kerim’de hakimdir, bunlara bağlananda hakimdir.
Bu sebeple Efendimizin buyurduğu söz iki türlü olamaz. Çünkü Hakim’dir. uhud muharebesinde herkesin yerini tayin buyurdular ve:“Bu grup şurada, şu grup burada duracaksınız, siz okçularda karşı tarafa geçiniz ve ne olursa olsun yerinizden ayrılmayınız, eğer sözümü tutarsanız galip olacağız, tutmazsanız mağlup olacağız.” dediler. Aynen söylediği gibi oldu çünkü o Hakim’dir. Bedir muharebesinde de aynen buna benzer bir olay cereyan etmişti.
”Ey müminler! Münafıkların ve kalplerinde şüphe olan şu kimselerin(müminler için):Dinleri şunları aldatıyor dedikleri şu zamanı hatırlayın. Bir kimse Allah’a güvenirse (galip olur).Hakikaten Allah Aziz’dir (her şeye galiptir), Hakim’dir (yaptıklarında hikmet sahibidir).(Enfal 49)
Medine halkının çoğu hakiki mü’minler olmakla beraber içlerinde bir çok ta münafık vardı. Bunlar mü’minlerin yanında iman ettiklerini söylerlerdi fakat içlerinden ise (kalpleri) küfür üzereydiler. Mekke halkı arasında da müslüman olduklarını söyleyipte imanlarında şek olanlar vardı.
Bu kimseler müşrikler arasında onlarla beraber Bedr harbine sürüklenmişler ve kendi aralarında:Kavmimiz olan Mekkelilerle savaşa gideriz, mü’minleri kuvvetli bulursak o tarafa geçeriz, onları zaif bulursak bunların içinde kalırız.” diye konuşmuşlardı.
Bedir’e gelipte mü’min ordusunun zaif üçyüz kişiden ibaret, kafir ordusunun onların üç misli olduklarını görünce:“şu zaif fakirleri, şu azıcık topluluğu, dinleri aldatıyor, dinlerinin metni olan Kur’an’ı Kerim ve tercümanı olan Muhammed onlara öyle akıl veriyor, ahirette sevap ümidiyle boş yere kendilerini ölüme sürüklüyorlar.” Dediler ve müşriklerin yanında müslümanlara karşı savaşa girdiler.
Hakim olan Allah’a tevekkül etmeyip, Hakim olan Kur’an’ı dinlemediklerinden, Hakim olan Resulullah’a tabi olmadıklarından hepside orada mü’minler tarafından öldürüldüler ve kimlerin nefislerini helaka sürükledikleri bizzat görüldü. Allah-u Teala’nın Hakim olduğuna inanan mü’minler ise yapmış oldukları dualarına Hakim olan Alla-u Teala tarafından icabet edildiğine şahit oldular.
Şöyle ki:
Ya Muhammed! Şu zamanı hatırla ki, siz o zaman (Bedr günü) Rabbinizden yardım istiyordunuz. O da size: Bir biri ardından bin melaike indireceğim diye icabet ediyordu.
Rivayet olunduğuna göre, Cebrail (Aleyhisselam) Bedr günü beş yüz melekle Allah’ın resulünün sağ tarafına inmişti. Ebu Bekr de bu tarafta idi. Mikail (Aleyhisselam) da beş yüz melekle Hazreti Ali’nin bulunduğu sol tarafa inmişti. Meleklerin hepside erkek kıyafetinde idiler. Üzerlerinde beyaz elbiseler başlarında sarıklar vardı. Alaca karalı atlar üzerinde idiler, müşriklerle mukatele ettiler.
Bakın meleklerin başlarında sarık var sizin kocalarınızın, hocalarınızın oğullarınızın başlarında ne var? Dün akşam bizim camiye bir delikanlı geldi. Ne diyor biliyor musunuz? “Evimin halkı sarık takmamam için benimle harbediyorlar” Deli babanın, deli ananın akıllı çocuğu. Mevla ölüden diriyi çıkarmaya kadirdir.
“Ölüden diri çıkarır, diriden ölü çıkaranda odur (yumurtadan canlı tavuk, tavuktan yumurta gibi)”(Enam -95)
Aynı sahabe-i Kiram’ın devri. Said İbn-i Ebi Vakkas Hazreti Ebu bekr’in vesilesiyle müslüman oldu. Annesi Said’in müslümanlığı kabul ettiğini duyunca ona:” Ne yaptın ya Said! Dedelerinin dinini bıraktın da Muhammed’in dinini mi kabul ettin? Yemin olsun islam dinini bırakıpta eski dinine dönmedikçe yiyip içmeyeceğim ve ölünceye kadar buna devam edeceğim, ben öldükten sonra da halk seni ayıplayacak ve seni: Ey ana katili diye çağıracaklar.” diyerek Said’i tehdit etti.
Annesinin bu ısrarına rağmen Said:“Hayır anne! Ben senin için veya başkası için, içinde bulunduğum islam dinini katiyyen terketmem.” diye annesinin teklifini reddetti. Annesi inadı üzerinde durdu ve böylece bir kaç gün yamayi içmeyi bıraktı, sonra bayıldı.
Bunun üzerine Said annesinin yanına geldi ve:“Ey anne yüz tane canın olsa ve her biri ayrı ayrı bedeninden çıksa, vallahi ben senin için yine dinimi terketmem, istersen yer içersin, istersen ölünceye kadar böyle devam edersin.” dedi. Bu sözü duyan anne oğlunun dinini terk etmeyeceğinden ümidini kesince yiyip içmeye başladı.
Dünyada Hakim olmak kolay mı? Hakim olan böyle olur elbette.
Dersimizin ayetinde Mevla Teala ne buyurmuş idi:”Bu sure-i Lokman ve içindeki ayetler ziyade Hakim olan kitabın ayetleridir.” Bütün kâinatı hiç yoktan var eden o milyonlarca yıldızı birbirine çarptırmadan gökte bulunduran bir dakika durdurmaksızın ecram-i semaviyeyi yüzdüren Allah’ın ayetleridir, öyle bir ayarlıyor ki hiç hatası yok. Biz insanlar ise engelsiz dümdüz, geniş yollarda dahi yapmış olduğumuz hatalaradan kazalara maruz kalabiliyoruz.
Hasılı kelam Mevla teala HAKİM’dir, hatasız yanlışsızdır.
(Ders Ayeti)
”Güzel amel işleyenler için hidayet ve rahmettir”
Kuran’ı Kerim hidayettir doğru yolu o kadar göstericidir ki, doğru yolun kendisidir. Rahmettir o kadar rahmettir ki rahmetin kendisidir.
Mevla Teala Kuran’ı Kerim hakkında sure-i Hicr’de şöyle buyuruyor:
”Hiç şüphe yok ki Kuran’ı biz indirdik ve muhakkak ki onu tahrif ile tebdilden (değişikliğe uğramaktan) biz koruyacağız.”(Hıcr 9)
Hikmetli olan Kuran-ı Kerimden sizlerede hikmetler akmıştır. Eğer bu hikmetten size akmasa idi şu çarşafı, şu bol elbiseyi giyemezdiniz. Arada bir hatalar edilse de ”itibar son nefesedir” ibaresinin gereğince son nefeste bu durumunuzu muhafaza ettiğiniz halde olursanız işin hakikatine vasıl olmuşsunuzdur. Yok, eğer sonunda kalkarda, çarşafınızı çıkarırsanız hikmetin aslına ulaşamadığınız anlaşılır.
Kuran’ı Kerim hidayet ve rahmet idi, kime? muhsinlere. Efendimiz (Aleyhisselam) ihsan-ı bir hadis-i şerifte şöyle tarif etmiştir.
”İhsan, Allah’ı görüyormuşsun gibi ibadet etmendir. Eğer sen O’nu görmüyorsan, O seni görüyor.”
Mevla Teala muhsinleri vasfederek buyuruyor:
(Ders Ayeti)
”O güzel ameli işleyen kimseler namazı devam üzere kılan, zekatı veren ve ahiret gününe yakınen iman kimselerdir.”
Kuran-ı Kerim ahkâmı ile yaşamak ne büyük devlettir. Çünkü Kuran=cennettir. Nice hafızlar görürsünüz namaz dahi kılmazlar, içkide içerler üstelik. Kuran-ı Kerim onlara neden hidayet ve rahmet olmuyor? Onlar muhsin değilde o sebepten.
”Nice Kuran okuyanlar vardır. Kuran onlara lanet eder.” hadisi şerifinin muhatabı olmasalardı Kuran’ı Kerim onlara hidayet olurdu.
(Ders Ayeti)
”İşte onlardır Rabblerinden bir hidayet üzere olanlar ve işte onlardır (azaptan) kurtulacak olanlar.”
Mevla Teala başka bir mevzuda şöyle buyuruyor.
(Ders Ayeti)
”Nastan bazı kimselerde vardır ki, bilmeyerek Allah yolundan saptırmak için sözden boşunu (şarkıyı, türküyü) satın alırlar da onu oyuncak edinirler.İşte onlar için hakaret edici azap vardır.”
İbn-i Abbas ve İbn-i Mesud (Radıyallahuanhuma) ayeti kerimedeki ”lehvel hadis” lafzından murad: Türküdür, şarkıdır ve ayeti celilede türkü ve şarkının yasaklığı hakkında nazil oldu, demişlerdir.
Rivayet edenlere dikkat edin. Özellikle İbn-i Abbas (Radıyallahu Anhuma) için, Resulullah Efendimiz:
”Ya Rabbi! Dinde onu fakih kıl ve ona tevili öğret” diyerek duada bulunmuştur.
Altuntaş İmam-Hatib müdürü anlatıyor: Resulüllah’ı rüyamda gördüm beyaz bir elbise giymiş olduğu halde bana dedi ki:”Ben televizyon olan eve girmem”. Uyanınca hemen televizyonu evimden attım.
Bu muzir şeyi atmak için illa Resulüllah’ı rüyada görmek mi lazım? Bir hadisi şerifte Resulullah Efendimiz buyuruyor:
”Ümmetimden bir takım kavimler olacak zinayı, ipeği ve çalgıyı helal sayacaklar.”
Diğer bir hadisi şerifte:
”Sizden birinizin içinin gözle görülür şekilde cerahatle dolmuş olması, onun hakkında, içinin şiir,(boş ve maleyani olan şiir, şarkı türkü) ile dolmasından daha hayırlıdır.”
Türkü söyleyen kan irin yutuyor demektir. Bu sebepten ağzına kan irin dolan kimsenin üzerine Karadeniz dökülse temizlenmez, onu ancak ateş temizler veya zamanında tövbekâr olmak.
Çalgı hakkında varid olan diğer hadislerde şunlardır:
”Çalgı dinlemek günahtır, o mecliste oturmak fasıklıktır, o çalgı ile lezzetlenmek küfürdür.”
Çalgı malı giderici kalbide ifsad edicidir.
”Sesini yükselterek türkü söyleyen bir kimseye Allah-u Teala iki şeytan gönderir, bu şeytanlardan biri onu şu omzuna diğeri de öbür omzuna otururlar, bu şeytanlar o kimse susuncaya kadar onu ayaklarıyla deprendirmeye devam ederler.”
Kuran-ı Kerimi bırakıpta cahilane çalgı türkülerle meşgul olanlar ahiret gününde Resul (Aleyhisselam) ve Kuran-ı Kerim tarafından Mevlaya şikâyet edilecekdirler.
Sure-i Furkan’ın 30. ayeti kerimesi bunu beyan etmektedir:
”Ve peygamber dedi ki: Ya Rabbi! Şüphe yok benim kavmim bu Kur’anı metruk (terk) ittihaz ettiler.”
Bir gün gelecek yeryüzünden Kuran-ı Kerim kaldırılacak geldiği yere dönecektir.Arı, kovanında uğuldadığı gibi inleyecektir.Mavla Teala ona halinden sorduğunda:(Utla ve la yu’la bi)
”Okunuyorum fakat benimle amel edilmiyor.” diye cevap verecektir.
Beyzavi’nin beyanına nazaran ders ayetimizde geçen ”Lehvel hadis” lafzı ile kastedilen mana: insanı layık olan ibadeti eda etmekten men eden asılsız haber, yalan söz ve insanı güldürecek oyunlardır.Şu halde insanı ibadetten ayırıp men eden tavla, dama ve iskambil gibi oyunların cümlesi lehvel hadistir.Binaenaleyh bunları bahane ederek ibadeti terkedenlerin ayet-i celileye nazaran alçaltıcı bir azaba müstehak olacakları anlaşılmaktadır.
Medarik tefsirine göre ise Lehvel Hadis’ten murad: Tegannidir. Lehvel Hadisi satın almak ile murad ise, teganniyi vesair çalgıları para verip dinlemektir. Şu halde bilumum çalgılar, türküler ve şarkılar bu ayete dahildir. Çünkü bunların cümlesi Allah’ın rızasına muvafık olan amelden mendere. Bu gibi şeyler kalbi fesada, malı telefe uğratan ve Mevla’nın gazabını celbeden kötü fiiller cümlesindendir.
Mevla Teala bu ayeti celile ile oyun vesaire gibi batıl olan şeyleri hak üzere tercih edenleri üç cihetle kötülemiştir.
Birincisi: faydasız oyunları satın almak,
İkincisi: Kendileri doğru yla gitmedikleri gibi doğru yola giden irfan ehlini de saptırıp men etmeleridir.
Üçüncüsü: Şu muamelelerinin şeriat ve akla dayanmayıp ancak cehaletten sadır olduğudur. İşte bu vasfılarla vasıflananlar ahirette bir azaba müstehak olacaklar ki o azab onlara ihanet edecektir, onları alçak edecektir.
Mevla Teala yalan haberleri Kuran üzerine tercih eden müfsidlerin bazılarını beyan ettikten sonra kötü vasıflarından diğerlerini de beyan etmek üzere buyuruyor:
(Ders Ayeti)
”Ve ona karşı ayetlerimiz okunduğu vakit sanki onu hiç işitmemiş sanki iki kulağında bir sağırlık varmış gibi böbürlenerek ensesini döner.Artık onu pek acıklı bir azapla müjdele.”
Fahri Razi’nin beyanı üzerine Kuran-ı Kerim’den yüz çeviren kimseyi Cenab-ı Hak dört cihetle zemmetmiştir:
1-Muhtaç olduğu ilmi hikmetten yüz çevirmiştir.
2-Dünya ve ahiret saadetine sebep olan Kuran’ı dinlemekten kibretmesidir.
3-Ayetleri işittiği halde işitmez gibi durmasıdır.
4-Kulağında sağırlık olmadığı halde kendisini sağır menzilinde kılmasıdır (sağır yerine koymasıdır)
Allah’u Teal kâfirler için azabın elim olduğunu beyan ettiği gibi, müminler için cennetin naim olduğunu beyan etmek üzere buyuruyor:
(Ders ayeti)
”Muhakkak o kimseler ki iman ettiler ve salih amellerde bulundular. Onlar için de naim cennetleri (nimetle dolu cennetler) vardır. Oralarda ebediyyen kalıcıdırlar. Allah hak olarak vaad buyurmuştur. Ve O Aziz’dir Hakim’dir.”
Allah’ın varlığını ve birliğini tasdik ve ikrarla iman edip Kuranın gerektiği üzere ameli salih işleyen kimseler için nimetlerle dolu cennetler vardır. Çünkü onlar dünyada iken iman ile batınlarını ve ameli salihle zahirlerini pak ettiklerinden ahirette çeşitli nimetlerle inam (ikram) edilirler.
Ameli salihle murad: Allah’ın indinde makbul ve razı olunan ameldir. Cennete girmek fazlı ilahi ile ise de cennete derece almak kulun ameline göredir…
kaynak: www.mahmudelofi.com
Devamını oku...