Musa Peygamber Yûsa Ibnî Nûn ile birlikte
çiktigi gezilerden birinde yolda giderlerken
ansizin karsilarinda bembeyaz bir kus
görürler. Kus Hz. Mûsa'nin omuzlarina
konduktan sonra kendisen söyle seslenir:
"Ey Allah elçisi Musa!... Beni dogan kusu
öldürecek. Ne olur beni koru!"
Musa Peygamber de kusu elbisesinin altina
saklar.
Ardindan az sonra dogan kusu gelerek, "Ey
Allah'in elçisi Musa!... Benim yiyecegime,
avima engel oluyorsun?" diye sorar.
Hz. Musa (a.s) Dogan'a "Sana sürümden
istedigin koyunu keseyim. Birak bu kusa
dokunma, ne olur?" diye cevap verir.
"Ama koyun etini ben ne yapayim ondan
hoslanmiyorum ki?" diyen Dogan'a da Musa
Peygamber su cevabi verir:
"Öyleyse sana kendi kabalarimdan bir miktar
et keseyim de ye."
Tam bu sirada Musa Peygamber'in elbisesinin
altinda sakladigi kus havaya firlayarak uçar
gider.
Pesinden de Dogan kanat çirparak havalanir.
Hz. Musa (a.s) arkalarindan seyre dalar. O, ne
hikmettir? diye düsüncelere dalmistir.
Bu iki küçük yaratigin bile hayat-memat
derdine düserek birbirlerini yemege
kalkismalari karsisinda içi sizlayarak, aralarini
bulmak için Dogan'a kendi bacaklarinin kaba
etlerini vermeye razi olmustur.
O, bütün varliklarin birbirine düsmeden
kardesçe bir düzen içinde yasamalarini arzu
etmektedir. Zaten kutsal davasi da insan
yiginlarini aydinlik Allah yoluna davet ederek
onlarin bu yolda insanca yasamalarini
saglamaktir.
Musa Peygamber kafasinda bu düsünceleri
geçirirken kuslar tekrar yanina sokularak
onlardan biri, "Ben Cebrail'im" digeri "Ben de
Mikail'im" diye hüviyetlerini ortaya koyduktan
sonra sözlerini söyle noktaladilar:
"Ey Musa!... Biz seni buraya denemek için
geldik. Açikçasi yüce Allah (c.c) bizi, Rabbinin
kullari karsisinda takindigin sefkat ve
merhamet duygularinin ölçüsünü tartmak için
gönderdi. Bizde bu görevimizi yerine getirdik.
Imtihani basariyla kazindiginizi müjdeleriz."
Yüce Allah (c.c) cümlemizi, sefkat ve
merhamet duygulariyla donatsin, amin...
Copyright © 2025 Erbaalı İrfan Aydın Rights Reserved.
Devamını oku...