Bedel kendisinden önceki kelimeyi açıklayıp pekiştiren ve i’râb (hareke) bakımından ona uyan kelimedir. Bedel’den önceki kelimeye mübde’l-minh (kendisinden bedel yapılan) denir. 4 çeşit bedel vardır:
1- Bedelü’l-Mutâbık: (بَدَلُ الْمُطاَبِقِ)
Kendisinden önceki kelime olan mübde’l-minh’e eşit, ona tamamen uyan bedele bedel mutâbık denir.
حَضَرَ أَخُوكَ خاَلِدٌ. |
Kardeşin Hâlit geldi. |
كاَفَأْتُ التِّلْمِيذَ خاَلِداً. |
Öğrenci Hâlit’i mükafatlandırdım. |
سَلَّمْتُ عَلَى أَخِيكَ خاَلِدٍ. |
Kardeşin Hâlit’e selâm verdim. |
Yukarıda koyu renkli isimler bedeldir. Hareke bakımından kendilerinden önce gelen isme (mübde’l-minh) uymuşlardır.
2- Bedelü’l-Ba’d mine’l-küll (بَدَلُ الْبَعْضِ مِنَ الْكُلِّ):
اِنْكَسَرَ الْكُرْسِيُّ رِجْلُهُ. |
Sandalyenin ayağı kırıldı. |
قَرَأْتُ الْكِتاَبَ ثُلُثَهُ. |
Kitabın üçte birini okudum. |
نَظَرْتُ إِلَى السَّفيِنَةِ شِراَعِهاَ. |
Geminin yelkenlisine baktım. |
Yukarıda koyu renkli yazılmış kelimeler de bedeldir ve kendinden önceki kelimeye hareke bakımından uymaktadırlar. Ancak bu bedeller mübde’l-minh’in tamamı değil ondan bir parçadırlar ve sonlarında mübde’l-minh’e ait bir zamir bulunur. Bu tip bedele Bedelü’l-Ba’d mine’l-küll denir.
3- Bedelü’l-İştimal (بَدَلُ الْإشْتِماَل): Bedeli iştimâl mübde’l-minh’in ne tamamı ne de parçası olan bedellerdir. Ancak mübde’l-minh’in şumûlüne girer ve onun içine aldığı bir manaya delalet eder.
أَعْجَبَنِي الْأُسْتاَذُ عِلْمُهُ. |
Hocanın ilmi hoşuma gitti. |
سَمِعْتُ أَخاَكَ قِراَءَتَهُ. |
Kardeşinin okuyuşunu işittim. |
عَجِبْتُ مِنَ الْأَسَدِ إِقْداَمِهِ. |
Aslanın gelmesinden şaşırdım. |
4- Bedelu’l-Galat (بَدَلُ الغَلطِ): Mübde’l-minh’le hiç ilgisi bulunmayan yanlışlıkla söylenen kelimedir.
أَكَلْتُ الْجُبْنَ اللَّحْمَ. |
Peynir yedim, -peynir demişim- et. |
* Bedel ile mübde’l-minh arasında marife nekre olması bakımından uygunluk aranmaz. Yalnız nekre bir kelime ma’rife bir kelimeden bedel olunca bir sıfatla mevsûf olması gerekir:
لَنَسْفَعاً بِالناَّصِيَةِ : ناَصِيَةٍ كاَذِبَةٍ خاَطِئَةٍ. Alnından yakalayacağız, yalancı yanılmış alnından (el-Alak, 15, 16). |
Burada ناَصِيَةٍ kelimesi marife olan الناَّصِيَةِ kelimesine bedel ve nekredir. Bu nedenle mevsûftur. (كاَذِبَةٍ)( خاَطِئَةٍ) kelimeleri ise onun sıfatıdır.
Copyright © 2025 Erbaalı İrfan Aydın Rights Reserved.
Devamını oku...